Son günlerde meydana gelen depremler, hem Türkiye'de hem de dünyada birçok insanı tedirgin etti. Ancak, hayvanların deprem öncesi davranış değişiklikleri, bilim insanlarının ve halkın gündeminde yoğun bir şekilde yer almaya başladı. Bu kapsamda, çeşitli hayvanların anormal davranışları üzerine yapılan araştırmalar yavaş yavaş önem kazanıyor. Özellikle bir leylek, Yaren adı verilen etkileyici bir kuş, deprem öncesinde gösterdiği davranışlar ile dikkatleri üzerine çekti. Yaren’in hikayesi, hayvanların doğal instinkleri ve depreme olan duyarlılıkları hakkında yeni bir merak uyandırıyor.
Yaren, yerel halk tarafından sıkça ziyaret edilen bir leylek. Son dönemde, 20 Eylül 2023’te meydana gelen büyük bir depremin hemen öncesinde, alışılmadık bir davranış sergiledi. Normalde sessiz ve sakin bir kuş olan Yaren, bu süre zarfında sinirli bir şekilde nehrin kenarında dolaşmaya, yüksek sesle çığlık atmaya ve yerinde durmamaya başladı. Yaren’in bu davranışları, bölgedeki halkı endişelendirerek, ‘acaba bir şey mi oluyor’ sorusunu gündeme getirdi. İnsanlar, Yaren'in psikolojik durumunu oldukça ilginç bulmuş ve bu beklenmedik davranışın arkasındaki sebebi merak eder hale gelmişti. Başta hayvanların sezgileri hakkında bilimsel bilgiye sahip olamayan halk, zamanla bu konu üzerine düşünmeye başladı.
Hayvanların, sonradan meydana gelecek olan doğal felaketlere karşı gösterdikleri duyarlılık, yıllardır bilim insanlarının araştırdığı bir konudur. Birçok bilimsel çalışma, hayvanların depremleri hissedebilecekleri yönünde bulgular ortaya koymuştur. Örneğin, köpeklerin sinir sistemleri, insanlara göre daha hassastır ve çeşitli çevresel faktörlere karşı daha hızlı tepki verebilir. Yaren’in davranışları, bu teoriyi somut bir şekilde destekler nitelikte. Kuşların, yer altındaki sarsıntılardan kaynaklanan titreşimleri hissettiğine dair yapılan araştırmalar, Yaren’in anormal davranışının bilimsel bir temeli olabileceğini gösteriyor.
Yaren’in hikayesi, insanların hayvanların doğal içgüdülerine karşı sevecen ve saygılı olmalarını sağlıyor. İnsanların çoğu, leylek gibi sabırlı ve dikkatli olduklarında, çevrelerinde olup biten olaylara karşı daha duyarlı hale gelebiliyor. Bu tür olaylar, toplumda hayvanlara karşı duyulan sevginin ve saygının artmasına da zemin hazırlıyor.
Sonuç olarak, Yaren leyleğin deprem öncesindeki hareketleri, yalnızca bir insanoğlunun gözlemlerinin ötesinde, doğanın mucizelerinden birini temsil ediyor. Hayvanların doğal yetenekleri, depremler gibi tehlikeli olayları önceden hissetme yetenekleri ile ilgili yeni bir bakış açısı sunarken, insanlara da dikkat etmeleri gereken bir ders vermekte. Yaren'in hikayesi, gelecek formlarda da süregelmeyi vaat ediyor. Belki de bu tür durumlar, insanların hayvanlarla olan ilişkilerini tekrar değerlendirmeleri için bir vesile olacaktır. Doğanın kendisi, her zaman bizimle birlikte hareket eder ve bizlerden fazla, olup bitene tanıklık eder.