İzmir’in Tire ilçesinde, geleneksel el sanatlarının yaşatılmasına yönelik önemli bir miras taşıyan Tireli Hasan Usta, 64 yıl boyunca mesleğini büyük bir ustalıkla sürdürmeye devam ediyor. Kendisi, el yapımı ürünlerin kalitesinin giderek azaldığı günümüzde, bu geleneği yaşatan isimlerden biri olarak ön plana çıkıyor. "Elle yapan başka usta yok" diyen Hasan Usta, geçirdiği yıllar boyunca birçok insana ilham vermeyi başardı. Özellikle genç nesle, el sanatlarının değerini aktarmakta kararlı bir tutum sergileyen Hasan Usta, işine olan tutkusunu ve sektördeki tecrübesini paylaşmakta büyük bir heves duyuyor.
Hasan Usta, Tire'de doğup büyüyen bir zanaatkar olarak, çocuk yaşlarda başladığı mesleğinde 64 yıldır kesintisiz çalışıyor. Üstatlık mertebesine ulaşana kadar geçirdiği süreçler, sadece ticari bir yolculuk değil, aynı zamanda bir yaşam tecrübesi. Genç yaşta dedesinin marangoz atölyesinde çalışmaya başlayan Hasan Usta, burada öğrendiği tekniklerle sağlam bir zemin oluşturdu. Dedesi, ona hem işin inceliklerini öğretirken hem de yapmayı sevdiği şeyin ne kadar özel olduğunu anlamasına yardımcı oldu. Bu süreç, daha sonraki yıllarda kendi atölyesini açma cesaretini bulmasına zemin hazırladı.
Hasan Usta’nın çalışmaları, aslında sadece fiziksel nesneler üretmekten çok daha fazlasını ifade ediyor. Her bir parça, onun deneyimlerinin ve duygularının bir yansıması olarak ortaya çıkıyor. "Ben sadece bir ürün yapmıyorum, bu nesnelerdeki ruhu, sevgiyi ve emeği katıyorum," diyor Hasan Usta. Yıllardır süregelen bu gelenek, onun işine olan bağlılığını pekiştiriyor. Her parçası, ustalık ve titizlikle yapılmış olup, kişiye özel bir anlam taşıyor. Müşterileri, onun el yapımı ürünlerinden sadece bir obje değil, aynı zamanda bir hikaye satın alıyorlar.
Günümüzde, sanayi ve otomasyon sistemleri hızla gelişse de, el işçiliğinin değeri giderek artıyor. Tireli Hasan Usta gibi ustaların el emeğiyle ürettiği ürünler, alelade seri üretimden farklı olarak, sanata ve sevgiye dayalı bir üslup sergiliyor. Bu da onları benzersiz kılıyor. Hasan Usta, gençlerin daha fazla bu sanatı öğrenmesi ve sürdürülebilir kılması gerektiğine inandığını belirtiyor. Onun atölyesinde düzenlediği ücretsiz atölye çalışmaları, gençlerin el becerilerini geliştirmeleri için önemli bir fırsat sunuyor.
Hasan Usta ayrıca, el işçiliğinin sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu düşünüyor. İnsanların birbirleriyle etkileşimde bulunabileceği fiziksel nesnelerin, dijitalleşen dünyada hala önemli bir yere sahip olduğuna inanıyor. "Bir şeyler el emeğiyle yapıldığında, o şeyin ruhu olur," diyor. Bu anlayış, onun üretim felsefesinin temel taşı oluyor.
Tireli Hasan Usta’nın hikayesi, sadece bir zanaatkarın hayatı değil, aynı zamanda bu geleneğin yaşatılması adına verilen mücadelenin de bir sembolü. Onun gibi ustaların varlığı, geçmişle geleceği buluşturan bir köprü görevi görüyor. Hasan Usta, bu mirası yeni nesillere aktarmak için var gücüyle çalışmaya devam edecek. Eğer Tire’nin o güzel sokaklarında dolaşırken, el yapımı bir ürünle karşılaşırsanız, bilin ki ardında Tireli Hasan Usta’nın hayal gücü ve yeteneği yatıyor. Bu geleneği yaşatmak, sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi!