Günümüzde birçok insan, hayatta karşılaştığı sorumluluklardan kaçma eğiliminde. Bu durum, çoğumuzun zaman zaman hissettiği bir duygu olsa da, bir yaşam biçimi haline geldiğinde ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Klinik psikolog Dr. Ayşe Taner, yaptığı açıklamada, bireylerin sorumluluk almak yerine kendilerinden kaçış yollarına yönelmesinin arkasındaki nedenleri ve bu davranışın nasıl üstesinden gelinebileceğini ele aldı.
Dr. Taner, insanların sorumluluklarından kaçma davranışını, bireysel gelişimle sıkı bir bağ içerisinde değerlendirdi. "Sorumluluk almak, bir bireyin kendini gerçekleştirmesi için vazgeçilmez bir adımdır. Ancak günümüzde hızla değişen toplumsal dinamikler ve bireylerin yaşam koşulları, birçok insanda kaçış hissi yaratıyor," dedi. Özellikle genç yetişkinler arasında sıkça rastladığımız bu durumun, sosyal medya kullanımının artışıyla daha da yaygınlaştığını ifade eden Taner, "Bireyler, sosyal medya üzerinden daha ideal bir yaşamın peşine düşerek gerçek sorumluluklarından uzaklaşıyorlar," uyarısında bulundu.
Kaçış davranışları, bireylerin kendilik algılarını zedeler. Özellikle başarısızlık korkusu, birçok insanın sorumlulukların altına girmesini engelliyor. Dr. Taner, "Kendinden kaçış sadece ruhsal bir sorun değil, aynı zamanda kişinin hayatında ilerlemenin de önünde büyük bir engel teşkil ediyor. İnsanlar, sorumluluklarını yerine getirmedikleri müddetçe potansiyellerini gerçekleştirmekte zorlanıyorlar," diyerek bu durumun uzun vadede bireylerin mutluluğunu olumsuz etkilediğini belirtti.
Bireylerin kendilerinden kaçmaları halinde, bu durumu aşmak için bazı stratejiler geliştirebileceklerini dile getiren Dr. Taner, "Öncelikle, sorumluluk almak bir zorluk olarak görülmek yerine, bireyin kendisini geliştirdiği bir fırsat olarak düşünülmeli," dedi. Terapi yöntemi olarak önerdiği bu yaklaşımla, bireyler sorumluluk almanın getirdiği yükün aslında kişisel gelişim için ne kadar önemli olduğunu daha iyi kavrayabilirler. Ayrıca, küçük adımlar atarak sorumlulukları üstlenmek, başlangıçta büyük bir değişim yaratabilir. "Örneğin, günlük hayatta basit görevleri yerine getirmek, daha büyük sorumluluklar almak için bir temel oluşturur," diye ekledi.
Dr. Taner, sorumluluk alırken kendine özgü sınırlar koymanın da önemine değindi. "Kendine karşı nazik olmak, yüklerinizi hafifletebilir. Yapabileceğinizden fazlasını üstlenmekten kaçınmak, hem ruhsal sağlığınızı korur hem de sorumluluklarınızı daha etkin bir şekilde yerine getirmenizi sağlar," dedi. Bu tür bir farkındalık geliştirmek, bireylerin, hem kendilerine hem de çevrelerine sağlıklı bir yaşam biçimi sunmasına imkan tanır.
Sorumluluklarını kabul eden bireyler, bu süreçte farklı deneyimler edinecek ve kendilerine dair yeni keşiflerde bulunabilecekler. Bunun yanı sıra, Dr. Taner, grup terapileri ve destek gruplarının, sosyal bir ağ oluşturma açısından da faydalı olduğunu belirtti. "Paylaşılan deneyimler, bireylerin kendilerine ait sorumlulukların üstesinden nasıl geldiklerini görmelerini sağlar. Bu tür sosyalleşme, yalnız olmadıklarını hissettirir," dedi.
Sonuç olarak, Dr. Taner'in açıklamaları, bireylerin psikolojik sağlıkları açısından sorumluluk almanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Kendinden kaçış yerine sorumluluk almayı benimseyen bireyler, hem kişisel gelişim yolculuklarında bir adım ileriye gidebilir hem de daha tatmin edici bir yaşam sürdürebilirler. Kendinize ve çevrenize karşı sorumluluğunuzu kabul edin, olumlu değişimlerin ilk adımını atın!