Marmara Denizi, bu sabah saatlerinde 3 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Depremin merkez üssü, İstanbul'un güneydoğusunda yer alan bir nokta olarak belirlendi. İlk belirlemelere göre, olay herhangi bir can veya mal kaybı yaratmadı; ancak sarsıntı, bölgedeki vatandaşlarda büyük bir panik yarattı. Yerel haber kanallarına aldığımız bilgilere göre, deprem ardından birçok kişi, evlerinden çıkmak zorunda kaldı. Gözaltında tutulan veriler, depremin derinliğinin 10 kilometre civarında olduğunu gösteriyor.
Deprem anında İstanbul ve çevresinde yaşayan birçok kişi, sarsıntının etkisiyle ne yapacaklarını bilemedi. Bazı vatandaşlar, depremin ardından sosyal medyada paylaşım yaparak çevrelerindeki durumları aktardılar. "Evimdeki eşyalar devrildi, çok korktuk" diyen bir İstanbul sakini, aniden yaşadığı korku dolu anları paylaştı. Diğer yandan, uzmanlar depremin büyüklüğünün düşük olmasının, can ve mal kaybını önlediğini belirttiler. Ancak bu tür sarsıntıların yerel halkta stres yarattığı bir gerçek.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin ardından yaptığı açıklamada, "Bu tür küçük ölçekli depremler, Marmara bölgesinin doğal bir parçasıdır. Ancak halkımızın bu tür durumlarda hazırlıklı olmaları önemlidir" dedi. Yer bilimciler, Marmara Denizi'ndeki sismik aktivitelerin düzenli olarak takip edildiğini belirterek, "Küçük depremler, büyük depremlerin habercisi değildir. Ancak sürekli tetikte olmak, her zaman faydalıdır" ifadesini kullandılar.
Diğer yandan, bu tür depremler, İstanbul ve çevresinin depreme ne denli hazırlıklı olduğunu sorgulamaya açıyor. Şehirdeki birçok bina, son yıllarda yapılan denetimlerle güçlendirildi; ancak hala yeterli düzeyde güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığı konusunda endişeler mevcut. Uzmanlar, vatandaşları, depreme dayanıklı yapıların önemini kavramaları ve binalarını uygun şekilde güçlendirmeleri için daha fazla bilinçlenmeleri gerektiğine vurgu yaptı.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’nde meydana gelen bu küçük ölçekli deprem, hem bölge sakinlerine hem de yetkililere çeşitli çıkarımlar sağladı. Her ne kadar can ve mal kaybı yaşanmamış olsa da, böylesi sarsıntılar, İstanbul gibi büyük şehirlerde her zaman dikkatle izlenmeli ve halka yönelik eğitimler verilmelidir. Unutulmamalıdır ki, bir deprem anında ne yapacağını bilmek, hayati önem taşıyabilir.