Son yıllarda yaşanan iklim değişikliği ve kuraklık, Türkiye’nin en önemli doğal güzelliklerinden biri olan Salda Gölü’ndeki kuş cennetini tehdit ediyor. Her yıl binlerce flamingonun yuva yaptığı ve üremek için tercih ettiği bu bölge, bu yıl ciddi bir azalmayla karşı karşıya. Uzmanlar, kuraklık koşullarının flamingolar üzerindeki etkilerini ve bu durumun doğa dengesi için ne anlama geldiğini değerlendiriyor.
Salda Gölü, yalnızca yerli değil, aynı zamanda uluslararası birçok kuş türü için de önemli bir yaşam alanı. Ancak 2023 yazında yaşanan aşırı kuraklık, bölgedeki su seviyesinin düşmesine neden oldu. Flamingolar, su seviyelerinin düşmesi nedeniyle üreme alanlarında sıkıntılar yaşamaya başladı. Özellikle su derinliğinin azalması, onların beslenme alışkanlıklarını ve üreme döngülerini olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, flamingo popülasyonundaki azalmayı şu şekilde açıklıyor: "Flamingolar, sığ sularda yaşamayı, üremeyi ve beslenmeyi tercih eden kuşlardır. Bu yıl yaşanan olağanüstü kuraklık, onların bu doğal yaşam alanlarını tehdit ediyor."
Salda Gölü'nde her yıl düzenli olarak yapılan sayımlarda, bu yıl flamingo sayısının belirgin bir şekilde azaldığı gözlemlendi. Geçen yıl 15.000 civarında flamingonun bulunduğu bölgede, bu sayı yaz mevsiminde 5.000’in altına düştü. Bu düşüş, yalnızca flamingolar için değil, göldeki diğer kuş türleri ve biyoçeşitlilik için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bilim insanları, göldeki su seviyesinin yükseltilmesi için çeşitli çalışmalar yürütse de, iklim koşullarında yakın gelecekte önemli bir değişiklik öngörülmüyor.
Salda Gölü’nün korunması için yerel yönetimler, çevre dernekleri ve bilim insanları iş birliği yaparak birkaç farklı strateji üzerinde çalışıyor. Ancak bu stratejilerin uygulanabilmesi için gerekli finansman ve insan kaynağının sağlanması gerekiyor. Uzmanlar, "Bölgede kuraklıkla mücadele etmek için hem su kaynaklarının yönetimi hem de doğal yaşam alanlarının korunması gerekiyor. Bunu sağlamak için yerel halkın da bilinçlendirilmesi ve sürece dahil edilmesi şart" diyor.
Simultane olarak, Salda Gölü’ne gelen ziyaretçi sayısının artması, çevreyi tahrip etme riski taşıyor. Doğa koruma uzmanları, ziyaretçilerin bölgeye gelişiyle birlikte gelen atıkların ve insan aktivitesinin, flamingoların üreme alanlarını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Bu nedenle, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin çevre bilincinin artırılması için çeşitli kampanyaların yürütülmesi önem arz ediyor.
Gölün ekosisteminin korunması için yapılan çalışmalar, hem doğal yaşamı korumak hem de turizmin sürdürülebilirliğini sağlamak adına büyük bir fırsat. Çeşitli NGO’lar ve yerel yönetimler, bu alanda farkındalık oluşturarak, başta genç nesil olmak üzere toplumun tüm kesimlerini doğa koruma bilinciyle buluşturmaya çalışıyor. Salda Gölü’nün hem yerel halka hem de ülke ekonomisine katkı sağladığı göz önünde bulundurulduğunda, bu çabaların önemi bir kat daha artıyor.
Sonuç olarak, Salda Gölü’ndeki flamingo sayısının azalması, sadece bir kuş türünü değil, tüm ekosistemi tehdit eden bir durum. İklim değişikliği ve su kaynaklarının yönetimi konusundaki farkındalık ve duyarlılık, gelecekte bu ve benzeri doğal alanların korunmasında belirleyici bir rol oynayacak. Herkesin katılımıyla yapılacak küçük ama önemli adımlar, bu cennet köşesinin korunmasına katkıda bulunabilir.