Son aylarda Orta Doğu'da artan gerginlikler, yeni bir gelişme ile daha da tırmandı. ABD istihbaratı, İsrail'in İran'a karşı olası bir askeri harekât için hazırlık yaptığına dair güçlü kanıtlar elde etti. Bu durum, bölgedeki siyasi atmosferi daha da karmaşık hale getirirken, halk arasında da endişeleri artırmaya devam ediyor.
İsrail'in İran'a yönelik askeri harekât hazırlığının detayları, uluslararası gözlemciler tarafından dikkatle takip ediliyor. Başta nükleer tesisler olmak üzere, İran'ın askeri altyapısına yönelik potansiyel hedeflerin belirlenmiş olması, İsrail'in stratejik planlarını ciddiyetle ele almasına yol açıyor. Uzmanlar, İsrail'in özellikle 2021 yılında imzalanan Abraham Anlaşmaları sonrasında, bölgede daha güçlü bir konum kazanarak, İran üzerindeki baskıyı arttırma niyetinde olduğunu düşünüyor.
İsrail Savunma Bakanlığı, İran'ın nükleer programının hız kazanmasına izin vermemek için askeri seçeneklerin masada tutulması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, ABD istihbaratının raporları, İsrail'in zamanla yarıştığını gösteriyor; çünkü İran'ın nükleer kapasitesinin ileride büyük bir tehdit oluşturabileceği düşünülüyor. Hava saldırılarına yönelik yapılan hazırlıklar, İsrail ordusunun yeni savaş stratejilerini hızla uygulamaya geçirebileceğini gösteriyor.
ABD, İsrail'in bu tür bir harekâtının bölgedeki istikrarı daha da bozacağından endişe ediyor. Başta Arap ülkeleri olmak üzere, uluslararası toplumun büyük bir kısmı bu olası askeri eylemi kınamakta ve karşıt bir tutum sergilemektedir. Ancak bazı batılı ülkeler, İsrail'in güvenliği açısından bu adımın kaçınılmaz olduğunu savunmakta. Bölgedeki diğer ülkelerin, özellikle de Suudi Arabistan ve BAE gibi İran karşıtı koalisyon üyesi ülkelerin, bu durumu dikkatle izlediği bildiriliyor.
İran ise, herhangi bir saldırıya karşı kendini savunmak için gerekli önlemleri aldığını duyurdu. İran Dışişleri Bakanı, “İsrail’in saldırganlıklarına karşı direnişimizi artıracağız” diyerek, İran’ın karşılık verme kararlılığını vurguladı. Bu durum, gerginliği daha da artırabilir ve Orta Doğu'da yeni bir çatışma ortamı yaratabilir.
Ayrıca, bölgedeki gerilimlerin tırmanması, enerji fiyatlarını da etkileyebilir ve küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir. İleriye dönük bu tür askeri harekâtların, sadece İsrail ve İran arasında değil, tüm dünya üzerinde sonuçları olabileceği düşünülüyor. Uzmanlar, bu süreçte diplomasi kanallarının açık tutulmasının hayati önem taşıdığını ifade ediyor.
Son olarak, ABD'nin istihbarat raporları, sadece askeri istihbaratla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda politik çözüm önerilerine de yönlendirme yapıyor. Diplomatların bir araya gelip karşılıklı endişeleri dile getirmesi, bu tür bir savaş senaryosunu önleyebilir. Dünya genelinde barışın sağlanması adına, ılımlı yaklaşımların benimsenmesi gerektiği düşünülüyor. Şu an için savaş ihtimalinin yüksek olup olmayacağı belirsiz, ancak tüm gözler şimdi İsrail'in bir sonraki hamlesinde.