Son yıllarda gençler arasında gözlemlenen mutluluk azlığı ve artan öfke patlamaları, ebeveynler, eğitimciler ve toplumsal kurumlar için büyük bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Özellikle ergenlik döneminde, bireylerin duygusal durumları üzerinde etkili olan çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bu durum gençlerin sosyal hayatını, akademik başarısını ve genel yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemekte ve dikkat edilmesi gereken bir psikolojik sorun haline dönüşmektedir.
Birçok araştırma, gençlerdeki mutlu ve huzurlu olma durumunu tehdit eden çeşitli faktörleri ortaya koymaktadır. Sosyal medya kullanımı, akran ilişkileri, ailevi baskılar, akademik sorumluluklar ve toplumsal beklentiler gibi unsurlar, gençlerin ruh sağlığını doğrudan etkileyebilmektedir. Özellikle sosyal medya platformlarındaki sürekli karşılaştırma hali, gençlerin kendilerini yetersiz hissetmelerine ve negatif duygu geliştirmelerine neden olmaktadır. Çoğu zaman gençler, başkalarının hayatlarını mükemmel olarak sunan paylaşımlarına maruz kaldıklarında, kendi yaşamlarındaki eksiklikleri daha belirgin hale getirebilirler.
Ayrıca, aile içindeki iletişim sorunları ve ebeveynlerin çocukları üzerindeki aşırı beklentileri de gençlerin ruh halini olumsuz etkileyen diğer önemli etkenler arasında yer almaktadır. Gençler, ebeveynlerinden gelen yüksek akademik başarı beklentileriyle sıkışmış hissedebilir ve bu durum onların stres seviyelerini artırabilir. Akabinde, bu baskı öfke patlamaları ve çaresizlik hissiyle sonuçlanabilir. Özellikle ergenlik döneminde gençlerin kimliklerini bulmaya çalıştıkları bu dönemde, üzerlerindeki baskı dolayısıyla içsel çatışmalar yaşayabildikleri gözlemlenmektedir.
Gençlerin ruh sağlığını iyileştirmek için atılacak adımlar, hem bireyler hem de aileler açısından büyük önem taşımaktadır. Öncelikle, gençlerin duygusal olarak desteklenmesi gerekmektedir. Ebeveynler, çocuklarıyla açık iletişim kurarak onların hissettikleri duyguları paylaşabilecekleri bir ortam yaratmalıdır. Çocukların hislerine değer vermek, onları anlamak ve onlarla empati kurmak, sağlıklı bir iletişim kurmanın yanı sıra, gençlerin duygusal dengesini sağlamalarına yardımcı olur.
Bunun yanı sıra, gençlere stresle başa çıkma, nefes egzersizleri ya da meditasyon gibi tekniklerin öğretilmesi de önemlidir. Farkındalık destekleyen bu teknikler, gençlerin zihinlerini rahatlatmalarına ve duygusal bukalemun gibi dengesizlik yaşadıkları dönemlerde kendilerini toparlamalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, spor ve fiziksel aktiviteler gençlerin endorfin salgılaması için oldukça faydalı olacaktır. Egzersiz, hem bedensel hem zihinsel sağlığı destekleyen en etkili yollardan biridir.
Son olarak, toplumsal boyutta gençlerin desteklenmesi için okullarda ruh sağlığı seminerleri ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Okul ortamında gençlerin yaşadıkları zorlukları konuşabilecekleri güvenli bir alan sağlamanın yanı sıra, arkadaşlık ilişkilerinin güçlendirilmesi de genel mutluluk seviyelerini artırabilmektedir. Gençlerin hislerini ifade edebileceği bir topluluk yaratmak, yanı sıra sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi, öfke yönetimi konusunda eğitimler verilmesi, stresle başa çıkma teknikleri için birebir destek almalarını sağlayarak bu karmaşık sürecin daha sağlıklı geçmesini kolaylaştırabilir.
Sonuç olarak, gençlerin mutluluğunu ve ruh sağlığını artırmak, bireysel, ailevi ve toplumsal bir sorumluluktur. Bu konuda atılacak her adım, geleceğimizin teminatı olan genç bireylerin daha sağlıklı bir psikolojiye sahip olmalarına katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, karşı karşıya olduğumuz bu sorunlar, duyarlılık, empati ve iş birliği ile üstesinden gelinebilecek ciddi bir meseledir.