Elif Yılmaz, 25 yaşında genç bir kadın. Ancak yaşamı, aldığı bir telefonla bir anda değişti. Dört yıl önce geçirdiği trafik kazasında babasını kaybeden Elif, babasının ölümünü bir kaza olarak değil, adaletin yerine gelmediği bir kayıp olarak değerlendiriyor. "Bir can bu kadar ucuz mu?" diye haykıran Elif, babasının anısını yaşatmak ve sorumlulardan hesap sormak için mücadele ediyor. Onun hikayesi, sadece kendisinin değil, kaybettiği herhangi bir aile ferdinin ardından adalet arayan herkese ilham veriyor.
Elif, babasıyla olan bağını kaybetmenin getirdiği tarifsiz acıyı yaşıyor. Kaza gerçekleştiğinde Elif, üniversite hayatına yeni başlamıştı. Babası, onun eğitimine büyük katkılar sağlamış ve her zaman onun yanındaydı. Bir gün, Elif’in babası işten dönerken, dikkatsiz bir sürücünün sebep olduğu kazada hayatını kaybetti. Elif, yaşadığı derin üzüntünün yanı sıra, bu olayın ardında yatan sorumluların cezasız kalmaması gerektiğini düşünüyor. Onun için en büyük adalet, babasının ruhuna hitap etmek. Elif, kazadan sonra yaşadığı dönemi 'bir boşluk' olarak tanımlıyor; çünkü babası onun en büyük destekçisiydi.
Elif, babasının ölümüne sebep olan sürücünün serbest kalmış olmasını içselleştiremiyor. Bu durum, onu sarsarken, aynı zamanda adalet mücadelesine yönlendirdi. Bir avukatla bağlantı kurarak, davayı geri açmayı ve sorumlu kişi hakkında yasal işlem başlatmayı planlıyor. Elif'in hayatında sadece intihar, yas ve kayıplar yok. Bu süreç, onu daha güçlü kıldı. Artık yalnızca kendi hikayesini değil, başka insanlar için de adalet arayışını desteklemek peşinde. Elif, başkalarına ilham vermek amacıyla sosyal medyada kampanyalar düzenleyerek, bu konudaki farkındalığı artırmaya çalışıyor. "Babamın adını yaşatmak ve böyle kayıplar yaşanmasın diye elimden gelen her şeyi yapacağım," diyor Elif.
Elif'in hikayesi, sadece adalet arayışında değil, toplumda daha fazla farkındalık yaratma arzusu ile de şekilleniyor. Kazaların daha az yaşanması, sürücülerin dikkatli olması gerektiğine dair bilinci artırmak için etkinlikler düzenliyor. Arkadaşları, ailesi ve destekçileri ile online platformlarda çeşitli kampanyalar oluşturarak, dikkatsiz sürücülere karşı bir toplumsal seferberlik başlatmaya çalışıyor. O, toplumda bir şeylerin değişmesi için savaşacak olan genç bir kadın.
Elif’in yaşam hikayesinin toplum üzerindeki etkisi büyük. Her geçen gün, babası için adalet ararken aynı zamanda diğer kayıpları da unutturmamak adına çaba gösteren birçok insanın dikkatini çekiyor. Elif, "Sadece kendi hikayemi anlatmakla kalmıyorum, başkalarının hikayelerini de anlatıyorum. Bu konuda bir şeyler yapmak zorundayız," diyerek, herkesin dikkatini çekiyor. Amaç, sadece adalet değil, aynı zamanda toplumsal bilinç oluşturmak. Elif, bu yolculuğunda yalnız olmadığını biliyor. Ebeveyn kaybı, herkes için zor bir deneyim ama Elif, bunu toplumsallığa dönüştürmekte kararlı.
Elif'in adalet arayışı ve yaşadığı acılar, birçok insanın yaşadığı benzer durumların çarpıcı bir örneği. Onun hikayesi, kaybın nasıl başkalarını bir araya getirebileceğini ve dayanışmanın gücünü gözler önüne seriyor. Elif, "Sadece bir can değil, bir hayat kaybediliyor. Bu yüzden mücadele etmek zorundayız," şeklinde belirtiyor. Elif’in hikayesinin daha fazla kişiye ulaşması, davanın sürmesi ve bireylerin kayıplarının arkasında durmasını sağlamak için elinde tutulacak en büyük silahı, bu mücadeledeki kararlılığı olacak.
Elif Yılmaz, adalet için savaşmaya devam ediyor ve bu mücadelede yalnız olmadığını biliyor. Herkesin bir gün adaletin tecelli etmesini umduğu bu alışverişte, kaybettiği her önemi, her sarsıcı durumu, bu yolculukta ölümsüzleştiriyor. Elif’in adalet arayışı, sonsuz bir yolculuk. Ve bu yolculuk, sadece kendi hikayesini değil, pek çok insanın hikayesini de kapsıyor. Elif’in sesi yükseldikçe, kaybedilen her canın acısı belki de bir nebze olsun hafifleyecek.