Kalp rahatsızlıkları, dünya genelinde ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almakta ve her yıl milyonlarca insan bu hastalıkla mücadele etmektedir. Son yıllarda kalp krizlerinin nedenleri üzerine yapılan araştırmalar, uzman görüşlerini bir araya getirirken, beslenme konusunda elde edilen veriler de dikkat çekici. Beslenme profesörü Dr. Elif Yıldırım, gerçekleştirdiği detaylı araştırmalar sonucunda kalp krizlerinin kökenine dair çarpıcı bir değerlendirme yaptı. Dr. Yıldırım, "Kalp krizleri şeker tüketimi ile yüksek kolesterol arasında nasıl bir ilişki var?" sorusunu yanıtlamaya çalıştı.
Dr. Yıldırım, modern toplumda artan şeker tüketiminin kalp sağlığı üzerindeki etkilerine dair bilgilere dikkat çekiyor. Yüksek oranda şeker tüketiminin kan şekerinde ani yükselmelere ve insülin direncine yol açtığını belirten uzman, bunun da zamanla kalp damarlarının sağlığını olumsuz etkileyebileceğini ifade ediyor. "Şeker, vücudun en hızlı şekilde tepki verdiği enerji kaynağıdır," diyor Dr. Yıldırım ve ekliyor, "Ancak aşırı tüketim, obeziteye, insülin direncine ve sonrasında da kalp hastalıklarına zemin hazırlar."
Dr. Yıldırım’a göre şeker, kalp sağlığını kötü etkileyen bir diğer faktörle birlikte hareket eder; bu da doymuş yağ tüketimidir. Yapılan çalışmalarda, şeker tüketimi ile kötü kolesterol (LDL) seviyelerindeki artış arasında bir bağlantı olduğu görülmüş. Bunun yanı sıra, aşırı şeker alımı, kan basıncı ve inflamasyon seviyelerini yükselterek kalp hastalıkları riskini artırabilir. "Yüksek şeker tüketen bireylerde, bu durum kalp krizine zemin hazırlayacak bir dizi sağlık sorununa yol açıyor," diyor Dr. Yıldırım.
Yüksek kolesterole gelince, bu durum uzun zamandır kalp hastalıkları ile ilişkilendirilmiş ve kollesterol düşürücü diyetler önerilmiştir. Fakat Dr. Yıldırım, bu yaklaşımın biraz daha derinlemesine incelenmesi gerektiğini savunuyor. "Yüksek kolesterol aslında bir semptoma işaret ediyor," diyor. Yüksek kolesterol seviyeleri genellikle kötü beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzı ile ilişkili. Ancak bu durumda dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri, yalnızca kolesterole odaklanmak yerine, genel beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerektiği.
Yüksek kolesterolün bir sağlık sorunu olduğunu kabul etsek de, bu durumun asli nedeninin şeker ve işlenmiş gıdalar olduğunu belirten Dr. Yıldırım, bu gıdaların tüketiminin sıklıkla yüksek kolesterol ile bağlantılı olduğunu ifade ediyor. "Aslında şeker ve kötü yağlar zamanla kalp damarlarının sertleşmesine ve plak oluşumuna neden olur, bu da kalp krizine zemin hazırlar," diye ekliyor. Sağlıklı yağlar, tam tahıllar ve doğal gıdalarla zenginleştirilmiş bir diyetin kalp sağlığını korumada kritik rol oynadığını belirtiyor.
Sonuç olarak, Dr. Yıldırım, beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirirken dikkat etmemiz gereken en önemli faktörün sadece kolesterol seviyeleri olmadığını, aynı zamanda şeker alım düzeyimizin de sağlığımızı doğrudan etkilediğini vurguluyor. "Özellikle şekerli içecekler ve işlenmiş gıdalar uzun vadede kalp sağlığımızı tehdit edebilecek en büyük düşmanlarımız," diyor. Her bireyin kalp sağlığını korumak için bilinçli bir beslenme planı oluşturması ve aşırı şeker alımını kısıtlaması gerektiğini ekliyor.
Sonuç olarak, kalp sağlığını korumak isteyenler için öneriler arasında, düzenli egzersiz yapmak, doğal ve işlenmemiş gıdalara yönelmek ve şekeri hayatımızdan mümkün olduğunca çıkarmak yer alıyor. Bu bağlamda, sadece kalp krizlerinin nedeni olarak kolesterolü değerlendirmek yerine, şeker ve işlenmiş gıdaların da ciddiye alınması gerektiğini hatırlamakta fayda var.