27 Ekim 2023 tarihinde Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem, bölge halkını derinden sarstı. Sabah saatlerinde gerçekleşen bu sarsıntı, sadece Türkiye'nin Batı kesiminde değil, çevre illerde de hissedildi. Olayın hemen ardından yapılan resmi açıklamalara göre, maalesef 1 kişi hayatını kaybederken, 29 kişi de yaralandı. Depremin etkileri, binalarda oluşan hasarlarla da kendini gösterdi. Yerel yönetimler ve sağlık ekipleri, yaralıların tedavisi ve hasar tespiti için hızlı bir şekilde harekete geçti.
Depremin merkez üssü olan Sındırgı, son yıllarda sismik olarak aktif bir bölge olmasının yanı sıra, zengin tarım arazileriyle de biliniyor. Depremin oluştuğu saatlerde, özellikle okullarda ve işyerlerinde panik anları yaşandı. Sağlık ekipleri, yaralıları en yakın hastanelere ulaştırmak için seferber olurken, AFAD ve yerel yönetim de hasar tespit çalışmalarına başladı. İlgili kurumlar, deprem sonrasında vatandaşların güvenliğini sağlamak amacıyla acil toplantılar gerçekleştirdi.
Depremin hemen ardından Sındırgı Belediyesi, bölgedeki hasarlı yapılar ve yaralılar için acil yardım çalışmalarına başladı. Sosyal medya üzerinden yapılan çağrılarla birlikte bölge halkı, yerel yönetimin desteklemesiyle yaralılara ilk yardım yapmaya başladı. Hastaneler, yerel halkın yardımlarıyla hızlı bir şekilde dolup taşmaya başladı. Ayrıca, bölgedeki tüm sağlık kurumları, depremden etkilenenlere hizmet vermek için seferber oldu. AFAD’ın açıklamalarına göre, sarsıntının ardından 24 saat içerisinde yapılan değerlendirmelerle birlikte arama kurtarma ekipleri de bölgeye yönlendirildi. Yaralıların durumu hakkında bilgi verilirken, acil durum planının devreye alındığı belirtildi.
Yetkililerin yaptığı açıklamalara göre, Sındırgı'da çok sayıda bina hasar gördü. Özellikle eski yapıların zarar görmesi, bölgedeki inşaat standartlarının ve kontrol mekanizmalarının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Depremin ardından yapılan hasar tespit çalışmaları, sokaklarda kuyruklara neden oldu. Vatandaşlar, kendilerine ait hiçbir şey kalmamış olmanın endişesi içinde hasar tespiti için kayıt altına alınmaya çalıştı. Hem devlet hem de gönüllü kuruluşlar, yaraların sarılması için bölgeye yöneldi.
Bu tür afetlerde, bireylerin güvenliğinin yanı sıra toplumun dayanışma ruhunun ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Sındırgı halkı, yaşanan dram karşısında birbirine destek olmayı, yardımlaşmayı öncelik haline getirdi. İş yerinde veya evinde mahsur kalanlar, komşularından yardım alarak güvenli alanlara ulaşmaya çalıştı. Bu olay, yerel gazetelerin ve sosyal medya platformlarının da duyarsız kalmadığı bir konu oldu. Toplumun sesine kulak veren herkes, “Geçmiş olsun Sındırgı” hashtag'i ile destek çağrılarında bulundu.
Sonuç olarak, Sındırgı'daki 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından yaşanan süreç, herkes için önemli bir ders niteliği taşıyor. Depremler, ne kadar hazırlıklı olursak olalım yaşamımızın içerisinde her an karşımıza çıkabilecek olaylardır. Bu tür afetlere karşı toplumun dayanışma içinde olması, afet sonrası yaşanacak travmanın etkilerini azaltacak bir faktördür. Depremin yarattığı korku ve belirsizlik, bölgedeki insanların psikolojik durumunu da olumsuz yönde etkilemiş durumda. Bu nedenle, yetkililerin afet sonrası destek hizmetlerinin yanı sıra, psikolojik destek hizmetlerine de yönelmesi büyük önem taşımaktadır.
Sındırgı’nın bu zor günlerde yaralarını sarması için gereken tüm yardım ve desteklerin birbirine uzandığı bir süreçte, tüm halkın kenetlenmesi gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi. Sındırgı'daki bu acı deneyim, sadece bölgenin değil, tüm Türkiye’nin deprem gerçeği ile yüzleşmesine neden oldu. Afet yönetimi, bina güvenliği ve toplumsal dayanışma konularında atılacak adımlar, gelecekte benzer olayların etkilerinin azaltılması adına büyük önem taşıyor.