Amerika Birleşik Devletleri'nde bir üniversitede öğretim üyesi olan Prof. Dr. James McCarthy, Türkiye'de tutuklanan genç aktivist Rümeysa Öztürk için açlık grevine başladı. McCarthy, Öztürk'ün tutukluluk halinin, insan hakları açısından son derece endişe verici olduğunu söyleyerek, bu durumu protesto etmek amacıyla bu eylemi gerçekleştirdiğini ifade etti. Öztürk, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla dikkat çekmiş ve insan hakları savunucuları tarafından desteklenmişti. McCarthy'nin bu eylemi, dünya genelinde benzer insan hakları ihlallerine dikkat çekmeyi amaçlıyor.
Rümeysa Öztürk, Türkiye'de genç yaşta sosyal ve siyasi konularda aktif bir figür olarak öne çıkmış bir aktivisttir. 22 yaşındaki Öztürk, özellikle kadın hakları ve çevre meseleleri üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Geniş bir takipçi kitlesine sahip olan genç aktivist, sosyal medya aracılığıyla Türkiye'deki gençlerin sesi olmayı amaçlamaktadır. Ancak, 2023 yılı başında çeşitli protesto gösterilerinde yer alması sonucunda tutuklanmıştır. Öztürk'ün tutukluluk durumu, yalnızca onun özgürlüğü için bir tartışma konusu değil, aynı zamanda geniş bir insan hakları mücadelesinin sembolü haline gelmiştir. Tutuklandığı tarihten beri, hak savunucuları ve dünya genelindeki insan hakları kuruluşları bu durumu sıkça gündeme getirmektedir.
Prof. Dr. James McCarthy, üniversitede sosyoloji alanında uzmanlaşmış bir akademisyendir. Kariyeri boyunca birçok makale ve kitap yayımlayarak insan hakları konularında farkındalık yaratmaya çalışmıştır. Rümeysa Öztürk’ün durumu onu fazlasıyla etkilemiş ve bu hayati konuya dikkat çekmek amacıyla açlık grevine başlamaya karar vermiştir. McCarthy, açlık grevinin sadece Rümeysa’nın değil, dünya genelinde benzer benzer insan hakları ihlallerine maruz kalan bireylerin de sesi olacağını düşünüyor. Grev sırasında yaptığı açıklamalarda, Türkiye’deki siyasi tutuklamaların uluslararası düzeyde yeniden ele alınması gerektiğine inanıyor. “Açlık grevim, insan hakları ihlallerine karşı bir başkaldırıdır. Rümeysa gibi bireylerin özgürlüğü için sesimizi yükseltmeliyiz” şeklinde ifadelerde bulundu.
McCarthy’nin açlık grevi, sosyal medyada bir dizi etkileşim yarattı ve birçok insanın dikkatini çekti. Türkiye'de ve dünya genelinde pek çok insan, McCarthy'nin eylemini destekleyerek sosyal medya üzerinden dayanışma mesajları paylaştı. Öğrencileri ve meslektaşları, bu eylemin arkasında durarak kendi kampüslerinde etkinlikler düzenlemeye başladı. Böylece, McCarthy’nin başlattığı bu protesto, uluslararası bir dayanışma hareketine dönüştü.
Öztürk’ün durumu ve McCarthy’nin açlık grevi hakkında yapılan haberler, dünya genelindeki medya organları tarafından da sıkça ele alınmaktadır. Özellikle genç aktivistlerin ve akademisyenlerin hakları için yapılan bu tür eylemler, toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamaktadır. McCarthy'nin tepkisi, dünya genelinde tüm aktivistlere ve insan hakları savunucularına ilham kaynağı olmuştur.
Sonuç olarak, Rümeysa Öztürk’ün tutukluluk durumu ve Prof. Dr. James McCarthy’nin açlık grevi, sadece Türkiye'deki özgürlük mücadelesinin bir parçası değil, aynı zamanda global insan hakları hareketinin de önemli bir unsuru haline gelmiştir. Her ne kadar bu durum karmaşık ve zorlu görünse de, dünya genelinde artan farkındalık ile birlikte bu tür eylemlerin yol açabileceği değişim umut verici bir gelecek vaat etmektedir.